Tutunamayanlar'dan küçük bir bölüm.



"insanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. bana kalırsa,bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. insanlar benim için soyut kavramlar değildi. birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu.hangi birine yetişecektim? hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. her biri,bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. bu nedenle çekingen davranıyordum. aslında her
gördüğüm insana kapılıyordum. hemen onun gibi olmak, ona bütün varlığımı sunmak ve onun bütün varlığını içime almak istiyordum. her an değişmeye hazırdım.bu isteklerle ancak bir kişinin yaşantısına katılabilirdim
bütün ömrümce. buna da razıydım. bunu da istemediler benden. beni küçümsediler; kişiliklerine karıştığımı sandılar. her türlü alçalmayı göze almıştım onlar için: her biriyle, ondan öncekilerin bütününü bir yana bırakacak kadar yoğun bir yaşantıya girdim. belki de kendi isteklerini çok ciddiye almıyorlardı; benim, bu isteklere verdiğim önemi, onlar vermiyordu. şimdi bile, sözün gelişi böyle konuştuğumu sanıyorsunuz. bütün meselenin selim ışık olduğunu ileri sürüyorsunuz. neden? en basit, en bayağı insanlar için bile, gözümün ucuyla şöyle bir gördüğüm insanlar için bile aynı duyguları besliyormuşum da ondan."

Oğuz Atay / Tutunamayanlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor Yumurta Turşusu

Saçlarım on numara görünüyordur kesin. Fena rüzgar var çünkü.

Günlerdir açım. Kalbimi doyurmaya geldim.